Beyin Krizi
Ağustos 7, 2014
Anevrizmalar
Ağustos 7, 2014
BEYİN (CEREBRUM)
Kafatası boşluğunun yukarı kısmında bulunan beyin, sinir merkezlerinin en büyüğüdür. İnsanda beyin, tüm sinir merkezlerinin yarısını teşkil eder. Beyin, birbirinin ayna görüntüsü biçiminde olan iki yarım küreye ayrılmıştır. Bu yarım kürelerin yüzeylerinde bir takım girintiler, çıkıntılar ve kıvrımlar bulunur. Beynin üst tabakası kül rengindedir ve sinir hücrelerinden (nöron) oluşmuştur. Beyinin alt tabakası beyazdır ve sinir hücrelerinin uzantılarından meydana gelmiştir. Beyaz tabaka beynin muhtelif kısımlarını birbirine bağlar.
Beyin ve sinir sistemi, vücudun çeşitli kısımlarından ve dış dünyadan girdileri alma vasıtası ve aynı zamanda vücudun her tarafına mesajlar iletme vasıtasıdır. Bu mesajlar koordinasyon, öğrenme, hafıza, duygu ve düşünce gibi fonksiyonları etkiler.
Beyinin üç işlevi vardır. Beyinin bazı bölümlerindeki hücreler, vücudun içinden ve çevreden gelen haberleri alırlar. Beyin karalarını, bu haberlerle iletilen bilgiye dayanarak verir. Beyinin bazı bölümleri vücuttaki çeşitli kaslara ve salgı bezlerine, ne yapmaları gerektiğini bildiren emirler gönderirler. Beynin öteki bölümleri ise gelen bilgileri yorumlayıp, depolar.
“Sistemdeki temel ünite sinir hücresidir(nöron). Bir nöron, bir hücre gövdesi, bir ana dal lifi (axon) ve pek çok sayıda daha küçük lif dallarından (dantritler) meydana gelmiştir. Her bir nöron diğer nöronlara aksonlar ve dantritler üzerindeki sinapslar yoluyla bağlıdır. Bir nöron diğer nöronlardan sinapslar yoluyla kimyasal sinyaller alır. Bu gelen sinyallerin hepsi nöronun içinde elektriksel bir sinyal olarak birleştirilir ve sinapslar yoluyla dışarıya bir sinyal gönderebilir veya gönderemeyebilir.
Beyin yaklaşık olarak 100 milyar nörondan ve bunların bağlantıları, destekleyicisi hücrelerden meydana gelmiştir. Bunlar toplam olarak kabaca 3 pound (350 kg) doku etmektedir. Enterkonnekte iletim yapan, nöronlardan meydana gelen bu yoğun şebeke, faaliyetlerimiz için gereken bütün kumanda sinyallerini taşımak üzere organize edilmiştir. Bu sistemin öğeleri; beyin, beyin sapı ve omuriliktir.”
“Beynin üç temel yapısı vardır: arka beyin (hindbrain), orta beyin (midbrain) ve ön beyin (forebrain). İlk önce arka beyni oluşturan kısımları gözden geçirelim.
Arka Beyin : Arka beyin medulla, serebellum (cerebellum) ponsdan oluşur. Medulla, omuriliğin beyinle bağlantı yaptığı yerdeki şişkinliğe verilen addır. Bu şişkin kısım otonom sinir sistemini kalbin atışını, nefes almayı ve kan basıncını denetleyen nöronlarını içerdiği gibi, omuriliğin çevresinde öbeklenen sinir hücrelerinin uçlarının beyne girdiği noktayı da oluşturur. Omuriliğin içinden geçerek beyne giden, “götüren” nöronlarla, beyinden omuriliğe giden, “getiren” nöronlar medullardan geçerek beyinle bağlantı kurarlar.
Serebellum (cerebellum) veya beyincik, beynin evrimleşmesinde ilk adımlardan birini oluşturur”.  Beynin arkasında kafatası boşluğunun alt ve arka kısmında bulunan beyincik, beynin dörtte biri kadardır. “Omuriliğin beyinle birleştiği yerde, birbiri üzerine katlanmış ve kırışmış ufak bir yapıdır ve beyin yarı kürelerinin her ikisinin arka alt kısmına sokularak saklanmıştır. Beyinle ilgili şimdiki bildiklerimizin çerçevesinde, beyinciğin görevi kas faaliyetlerimizi koordine ederek hareketlerimizi düzgün ve akıcı bir hale getirmektir.
Hayvanlar üzerinde elektriksel uyarılma ile yapılan araştırmalarda, beyinciğinin değişik noktaları uyarılan hayvanların beden duruşlarını değiştirdikleri, kas spazmı gösterdikleri, ajitasyon içinde kendi çevrelerinde dönmeye başladıkları gözlenmiştir. İnsanların serebellumunda (beyincik) bozukluklar olursa, bu kişiler ayakta durmakta güçlük çeker ve dengelerini koruyamazlar. Arka beynin bu kısmı, iğneden ipliği geçirirken, ameliyat yaparken, piyano çalarken, bisiklete binerken gerekli koordinasyonlarda kullanırız. Pons ve köprü denen kısım beyinciğin iki lobu arasındaki ilişkiyi kurar. Solunumla ilgili nöronar burada yer alır.
Orta Beyin : Ön beyni ve arka beyni birbirine orta beyin (midbrain) birleştirir. Orta beyin nispeten küçük bir yapıya sahiptir. Orta beyinde, işitme ve görme ile ilgili önemli işlevler gören nöronlar vardır. Bu bölüm aydınlığa ve ışık kaynağına yönelmemizi sağlar.
Beyin sapı (brain stem) beynin her üç kısmıyla -arka beyin, orta beyin ve ön beyin- ilişki halinde olan bir yapıdır. Omurga kemiklerinden çıkan omurilik beyne girerken beyin sapçığını oluşturur. Beyin sapında olan nöron faaliyetlerinin büyük bir çoğunluğu düşüncenin kontrolü altında olmayan otomatik, refleks hareketleridir. Evrim basamağı yükseldikçe, beyin sapından beynin üst kısımlarına giden nöronların sayısı artar, bu yeni bağlantılar sayesinde refleks hareketlerimizin farkına varırız.
Retiküler aktivasyon sistemi (Reticular Activating System /RAS) yapısı tam olarak anlaşılamamış bir kısımdır. Son derece karmaşık ilişkiler içeren nöronlardan oluşur ve beynin her üç yapısıyla da ilişki içindedir. Temel işlevinin uyanıklık ve dikkat derecesini ayarlamak olduğu gözlenmiştir. RAS dışarıdan gelen uyarıcılara göstereceğimiz dikkat derecesini belirleyerek uyanık durumdan uykuya, uyku durumundan uyanık duruma geçmemizi sağlar. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, uykudaki hayvanın RAS’ı uyarılınca hayvan uyanmış, uyanık hayvan daha da dikkatli duruma gelmiştir. RAS’ın bazı bölümleri tahrip edilen hayvan sürekli baygın kalmış, derin uykudan hiç uyunamamıştır.
Ön Beyin : Ön beyin talamus, hipotalamus, limbik sistem, serebrum ve beyin kabuğundan oluşur. Ön beyin simetrik bir yapıya sahiptir. Serebrum evrimleşmede son basamaklardan birini gösterir. İlkel hayvanlarda bulunmaz. Hayvanın evrim basamağında bulunduğu yerde, serebrumun karmaşıklık derecesi birbirine paralel gider. Sinir sistemindeki ağırlığın artması serebrumun gelişmesinden dolayıdır. İnsanlar gövde ağırlıklarına oranla en büyük beyne sahiptirler. İnsanlarda bulunan her dört nörondan üçünün serebrumla ilişkisi vardır.
Talamus, duyu organlardan gelen nöronların beyin kabuğu ile olan ilişkisini sağlar. Talamusun belirli bir kısmı, gözden gelen uyarıcıları alır ve beyin kabuğunun görme ile ilgili bölgesine yansıtır. Başka bir kısmı, kulaktan gelen sinirsel uyarıcıları işitme ile ilgili beyin kabuğu bölgesine iletir. Talamustaki üçüncü bir bölgenin işlevi omurilikten gelen nöronların, beyin kabuğunu dokunma ve bedenin durumunu algılama ile ilgili kısımlarına yansıtmaktır.
Hipotalamus, talamusla hipofiz salgı bezinin arasında yer alır; son yıllarda en fazla araştırılan beyin kısımlarından biridir. Hipotalamus heyecanların ve arzuların denetlendiği merkezdir. Cinsel davranış, yeme ve içme bu merkezce denetlenir.
Vücut sıcaklığındaki değişiklikleri fark eden ve bedenin sıcaklığını normal tutabilmek için önlemler alan merkez hipotalamusta bulunur. Saldırganlık duygusu ve saldırganlık ifadesi, uyanıklık ve uyku davranışı, iç salgı bezlerinin çalışmalarını denetleyen süreçlerin işleyişi yine hipotalamusta yer alır.
Limbik sistem beyin sapının yukarı kısmıyla ön beyin arasında yer alan nöron ağından oluşur, heyecan yaşantısı, saldırma ve kaçma davranışlarıyla ilişkisi vardır. Limbik sistemin bir kısmının heyecanları yatıştırıcı bir işlevi vardır, başka kısımları ise tam aksine heyecanları kamçılar. Limbik sisteminin elektrikle uyarılan bazı kısımları kızgınlık ifade eden davranışları ortaya çıkarırken, diğer kısımları korku davranışları ortaya çıkarır.
Serebrum insanda en gelişmiş beyin yapısıdır. Serebrumu örten girintili çıkıntılı yüzeye serebral korteks veya beyin kabuğu adı verilir. Beyin kabuğu serebrumun en önemli kısmını oluşturur.
Korpus kallosum beynin iki yarı küresinin birbiri ile ilişkisini sağlar, böylece yarı küreler birbirlerinin ne yaptığından haberdar olur.”
Beyin Soğanı : Omuriliğin beyin içine girmiş bir kısmıdır. Ön iki çift kafa tası sinirinden son yedi çifti ile solunum aygıtına ait sinirler, beyin soğanından çıkar. Bunların bir kısmı burada çaprazlaşır. Beyin soğanının nefes alma, yutma, sindirim ve kalp çarpması gibi eylemler üzerinde önemli etkileri olduğu saptanmıştır. Beyin soğanında bulunan ve bir ağ manzarası gösteren retiküler formasyonların, uyku ve uyanıklık hali ile ilgili olduğu sanılmaktadır. Bu bölgeye şiddetli bir vuruş insanı derin uyku ve koma haline sokmaktadır.
BEYİN KABUĞU VE DAVRANIŞ
Beyin kabuğu beynin en evrimleşmiş kısmını oluşturur. Beyin yarım küresinin her biri dört loba ayrılmıştır. Merkez oluk, alın lobunu çeper lobundan ayırır. Yanlamasına oluk, şakak lobunu alın ve çeper lobundan ayırır. Ense lobunu ayıran bir yarık yoktur, beyin yarı küresinin arka kısmını oluşturur. Bu fiziksel ayrımlar, işlevsel ayrımların da sınırlarını oluşturur. İnsan davranışını etkileyen en önemli süreçler (görme, işitme, beden duyumları, hareket, öğrenme, düşünme, konuşma) burada yer alır.
Beyin vücudun bütün hareketlerini denetleyen ana organdır. Bir anda hangi hareketin yapılması gerektiğine karar verir. İnsanlara düşünme, konuşma, sözcükleri ayırt etme ve sorunlara çözüm olanağı sağlar.
İnsanların, dünyaya egemen olmalarını sağlayan organ beyindir. Hiçbir hayvanın beyni insan beyni kadar gelişmiş değildir. İnsanı diğer hayvanlardan ayıran en önemli özelliği beynidir.